Skip to main content

İzlanda- 8. gün (Termal nehir ve Reykjavik )

Izlanda'dadaki son gunumuzdeyiz. Sabaha karsi 4-5 gibi kaldigimiz yerden ayrilacagiz. 
Bugun planimizda iki yer var. Ilki dogal bir geotermal nehir olan Reykjadalur. Burasi termal su kaynagi tecrubesi yasamak isteyenler icin ucretsiz bir alternatif. Yalniz buraya ulasmak icin 1 saatlik zorlu bir yuruyus yapmak gerekiyor. 

Zorlu dediysem yolun buyuk bir cogunlugunda yokus yukari gitmek gerekiyor sadece. Yoksa herkes genc, yasli, coluk cocuk bu yolu aliyor. 


Artik nehre ulasmamiza cok az kaldi.


Burasi suya girmek icin biraz sicak olabilir :)




Nehrin suya girilen kismina geliyoruz. Burada soyunma kabini tarzinda etrafi acik kisimlar var.




Cagri nehre giriyor ama ben ayaklarimi bile 4 saniyeden fazla suyun icinde tutamiyorum, su acayip sicak. Asagidaki kisimlar daha serin olabilir ama oralar da cok kalabalik. Sakin bolgede kalmaya karar veriyoruz.



Cikistan daha kolay bir yuruyusle ve daha kisa surede asagiya iniyoruz. Yemek molasi vermek icin Reykjavik'e dogru yola cikiyoruz. 

 Reykjavik deyince ilk akla gelen Harpa Merkezini ve kiliseyi gordukten sonra ve ana caddelerinde biraz dolastiktan sonra eger ozel bir gosteri ya da festival'e katilmayacaksaniz, muze gezmeyecekseniz, Reykjavik cikisli turlari yapmayacaksaniz mutlaka gorulmesi gereken bir yer degil gibi geldi bize.

Sokaklarda bazen Iskandinav tarzi yapilar ve duvar sanati karsiniza cikiyor ama merkezdeki sokaklarda neredeyse butun binalar hediyelik esya dukkani durumundaydi. Sahilde cirkin binalar ve insaat goruntuleri vardi. Gezinin geri kalanindan sonra Reykjavik biraz hayal kirikligi oldu, gerci cok bir beklentim de yoktu ama daha guzel bir sehir olmasini bekliyordum, beklentimin yanindan bile gecmedi. Belki daha uzun zaman gecirip, farkli yerlerini gezseydim fikrim degisir miydi bilmiyorum ama su an icin Reykjavik "ah ne guzel sehirdi, keske simdi orada olsaydim" hissi yasatan bir yer degil benim icin.













Ruya gibi gezimiz sona erdi. Hep hafizalarimizda kalacak, fotograflarla, videolarla avunacagimiz bir tatil oldu. 
Paylasacagim son bir yazi daha var İzlanda ile ilgili.
Uzun bir yazi dizisi oldu ama gitmeyi planlayanlar varsa yeterince motive olmustur diye tahmin ediyorum. :)



Comments

  1. Biz Reykjavík`te kalmıştık. Şehri de gezme fırsatım oldu. Büyük bir beklentim olmamıştı öncesinde, küçük bir şehir zaten. Harpa`da konser izledik, acayip bir bina, akustik muhteşem. Bunun dışında merkezdeki penis müzesi, sanat galerisi gibi yerleri de gezdik tabii. Kıyıdan kalkan turlar güzel, puffin turuna da katılmıştık.
    Buram buram tarih kokan, sağda solda heykellerle, kiliselerle donatılan tipik bir Avrupa masal şehrinden bahsedemeyiz. Reykjavík, abartılacak bir şehir değil ancak adanın doğallığı, insanların sadeliği ile uyumlu bir şehir.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Siz en guzel sekilde degerlendirmissiniz zaten Semi, yazilarini okuyunca da ayni seyi dusunmustum. Bizim Izlanda gezi planlarimizda Reykjavik olmadigi icin, sadece konaklayacagimiz yere gecerken yol ustunde oldugu icin ugradik.

      Harpa'nin icini gezdik, burda konser izlemek guzel olurdu diye dusundum hatta:)

      Siz gittiginizde de boyle miydi bilmiyorum ama Harpa'nin cevresi sahil boyunca tamamen insaat halinde, dedigin gibi adanin dogalligindan sonra insaat, is makinalari, vincler gormek keyif vermedi pek.

      Bir de bir kac sokak dolastik sadece, oralarda da bir kac kafe, restaurant ve kitapci disinda binalarin tamami hediyelik esya dukkaniydi. Bu da bize biraz Ankara'da adim basi AVM olmasi gibi bir his yaratti.

      Ama kartpostal, magnet, kirtasiye urunleri, ev esyalari vs. konusundaki yaraticilik ve orijinalliklerine bayildik. Gezdigimiz diger ulkelerin, sehirlerin cogunda birbirinin aynisi seyleri gorurken, pek ilginc seylere denk gelemezken, Izlanda'da bu tarzdaki hemen her seye bayildim, cogunda aklim kaldi. :)

      Delete
  2. İzlanda'yı hiç merak etmememe ve büyük ihtimalle gidemeyecek olmama rağmen yazılarını keyifle okudum. Fotoğrafların hepsi çok güzeldi. Sanki İnstagram filtrelerinden geçmiş gibiler ama sanırım doğanın kendi renkleri :-)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Cok tesekkurler Sule, cok sevindim begenmene ☺️

      Instagramim yok, filtreler ile ilgili de hic bir sey bilmiyorum 🤷

      Işık sartlari el verdigince, uygun makine ayarlariyla cekmeye calisiyorum. Geziler sirasinda zaman kisitli oldugu icin, ayni yerde uzun sure dogru isigi bekleme imkani olmuyor her zaman, o durumda da Raw format uzerinden temel bir kac ayar yapiyorum sadece. Doga boyle olunca zaten fazla bir sey yapmaya gerek olmuyor dedigin gibi 🤩

      Sevgiler 🤗

      Delete
  3. 1 haftadır aklıma düştün Yasemen. İyi misiniz? Başka bir sosyal mecrada bulamadım seni, belki yorumlar mailine düşüyordur. Ses verir misin ♥

    ReplyDelete
    Replies
    1. Sebocum ne tatlisin♥ Sagol iyiyiz biz, uzun suredir blogdan biraz uzak kaldim ama yazma konusunda sadece, bloglovin'den surekli takip ediyorum listemdekileri, geriden de olsa atlamadan :) Baska bir sosyal mecrada yokum, Cagri'nin cok aktif(!) instagramindan bulabilirsem ekleyeyim seni. Bloglara yorum yazma konusunda sinifta kaliyorum ama daha cok ses etmeye calisirim. Optum kocaman :)

      Delete
    2. iyi olmanıza çok sevindim ♥ uzun süreden beri yazmayınca blogunda ister istemez insan merak ediyor ;) İnstagramda beni bulursan evet en azından oradan iyi olduğunuzu görürüm :) sebboytun diye geçiyorum ben.

      Yorum hiç önemli değil, sen arada ben iyiyim diye bize duyur yeter ♥

      Delete

Post a Comment