Burnumuzun dibinde bir suru koklu muzik festivali duzenleniyor, Rock Werchter gibi, Tomorrowland gibi niceleri.
Her sene line-up'larina bakip bakip ic geciriyorduk bu festivallerin. Cunku hep bizim Belcika'da olmadigimiz, tatilde oldugumuz zamanlara denk geliyordu.
Bu seneki tatil planlarimiz kesinlesince burada oldugumuz sure icinde PinkPop festivaline denk geldigimizi fark ettik ve cuma gunu icin bilet aldik. Bu tarz festivaller genellikle cuma, cumartesi ve pazar gunleri boyunca gerceklesiyor. Gunluk bilet alinabildigi gibi uc gunluk biletler ve kamp biletleri de var.
Festival bize bir saat uzaklikta Hollanda'da cok buyuk bir alanda gerceklesiyor.
Konser alaninin cevresinde uc tane kamp alani var, cadirlarda konaklayabiliyorsunuz. Hem kamp alanlarinda hem konser alaninda ihtiyaciniz olan her sey dusunulmus.
Ayrica festival suresince alanin cevresi trafige kapatiliyor. Festival icin ayrilmis buyuk bir kac park yeri var. Bu park yerleri yurume mesafesinde ama kamplardan ve park yerlerinden ucretsiz ring-otobusleri sefer yapiyor. Ama trafigin olmadigi yollarda, guzel bir havada, neseli bir kalabalikla bes on dakikalik yolu yurumek varken pek kimse otobus kullanmiyor.
Konser alani saat bir gibi aciliyor, konserler ise uc bucukta basliyor. Cok kalabalik olacagindan trafik olur dedikleri icin erken gittik alana, biri geciyordu alana vardigimizda. Kampcilar cadirlarina yerlesmekle mesguller, henuz fazla kimse yoktu alanda. Festival alanina profesyonel makinayla giremiyorsunuz, telefonla fotograf cekebildik o yuzden sadece.
Park yerindeki gorevlilerin rehberliginde park ediliyor ve hic sorun cikmiyor boylece. Zaten her acidan cok basarili bir organizasyon olmus. Bunu 100 bin civarinda insanin bir arada olup hic sorun cikmamasindan da anliyorsunuz.
Tuvaletler tertemizdi.
Yerlere plastik bardaklari atanlar oluyor tabi ki ama onu da dusunmusler. 50 tane plastik bardak getirdiginizde konser alanindaki standlarda alisveris icin kullanilan jetonlardan kazaniyorsunuz. Bir yandan bardaklar atiliyor, diger yandan toplaniyor boylece.
Engelliler icin sahnenin yakinina yuksek bir platform yapmislar, tekerlekli sandalyelerin kolaylikla cikabilecegi sekilde. Engelli ziyaretciler refakatcileriyle birlikte bu platformdan rahatca konserleri izleyebiliyorlar.
Gencler cogunlukta olsa da her yastan insan vardi, hatta kucuk cocuklariyla gelenler de vardi, anne, babalarinin omzunda sallana sallana sarkilara eslik eden.
Iki tane buyuk sahnenin disinda bir kac tane de kucuk sahne vardi.
Bir de ask sahnesi vardi, gunde iki kere piyano esliginde ask sarkilari soyleniyor burada. Konser alaninin cok sakin ve kuytu bir kosesinde, agaclik bir alanda cardak kurmuslar ve cimenlerin uzerine minderler atmislar. Biraz dinlenmek isterseniz sevgilinizle romantik anlar gecirmek icin ideal. Bizim gittigimiz gun Hollanda'nin en iyi sarkicisi ve soz yazari yarismasinin birincisi sahne aliyordu piyano esliginde. Benim yarismadaki favorimdi, cok guzel bir sesi ve yorumu var:
Yeme icme standlari ise muhtesemdi, bir kac gun kalsak kilo alip cikardik. Akliniza ne gelirse ama gercekten ne gelirse her sey vardi. Butun dunya mutfaklari, Turk donericisi de olmazsa olmaz tabi ki, hatta mesela bocekli karisik tost alabileceginiz standlar, vejeteryanlar icin yemek secenekleri, ozel rejim uygulayanlar icin glutensiz yiyecek standlari, organik urun tercih edenler icin ayri standlar, vs butun konser alanini cevrelemisti..
Bu senenin line-up'i su sekildeydi:
Konserlerin hepsi cok guzeldi, ozellikle Slash ve ekibini ve Muse'u canli dinlemek heyecan vericiydi. Ama benim bu seneki kesiflerimden birini de sahnede gormek hos oldu. George Ezra inanilmaz bir sese sahip. Boyle bir sesin 93 dogumlu birinden ciktigina inanmak zor. Ben sesinin tinisini cok seviyorum:
Tecrube etmekten cok cok mutlu oldugumuz bir ani oldu. Ortam nasildi diye merak ederseniz asagidaki bu senenin Aftermovie videosuna mutlaka bir bakin, atmosfer hakkinda bir fikir verecektir .
Her gununuz festival tadinda gecsin :)
Comments
Post a Comment