Skip to main content

Lizbon gezi notlari 1. gun - Belem, Alcantara..


Lizbon'a erken saatte vardigimiz icin, check-in saatine kadar zaman bosa gitmesin diye valizleri birakmak icin otele gidiyoruz. Oteldeki gorevli kiz kahvalti etmek isteyip istemedigimiz sorunca guzelce karnimizi doyuruyoruz. Belcika ile Portekiz arasinda baya bir sicaklik farki oldugu icin ustumuzu degistirip, tramvay ya da otobuse binmek icin Praça do Comercio'ya yuruyoruz.

Belem'e 15E tramvayi/otobusu ile ya da trenle ulasabilirsiniz. Otobusten Mosterio dos Jeronimos'ta (Jeronimos Manastiri) iniyoruz. 



Hemen yakinlarda Kasifler Aniti var. 



Belem'e gelip Pasteis de Belem'de Belem tatlisi yemeden olmaz tabi ki. Bu tatli sadece burada yapiliyor, ama cok benzeri Nata tatlisini Lizbon'da her yerde bulmak mumkun. Otel gorevlisi Belem tatlisini deneyin, bir de Nata deneyin farki gorursunuz dedigi icin her ikisinden de deniyoruz. Ikisi oldukca farkli ama Nata'yi da iyi bir yerden alirsaniz ikisi de cok lezzetli.

Pasteis de Belem disaridan kucucuk bir pastane gibi gozukuyor, onunde de her zaman sira oluyor. Biz yine tavsiye ile bu sirayi beklemek yerine pastanenin icine geciyoruz ve hic sira beklemeden oturuyoruz, cunku pastanenin icerisi cok buyuk, 5-6 tane koskocaman salondan olusuyor. Yalniz olsaydim kaybolurdum herhalde, cikis kapisini bulamazdim :)
Bu sekilde paket siparisi de verebilirsiniz. 





Belem'e gelip sadece Jeronimos Manastirini, Kasifler Aniti'ni gorup, Belem tatlisi yiyip donmeyin. 

Belem'de yapilacak en guzel seylerden biri sahil kenarindan Torre de Belem'e yurumek, sonra orada  denize karsi cimenlere yayilip soluklanmak.







 

Belem gezinizi tamamlayacak bir sey daha var, bence buraya mutlaka gidin: LX Factory.

Biz Torre de Belem'den LX Factory'ye kadar yurumeyi tercih ediyoruz ama tramvay ya da otobus de gidilebilir. LX Factory 25 Nisan koprusunun (25 de Abril Bridge) ayaklarinin hemen dibinde.  Bu kopru San Francisco Golden Gate Koprusu'nu yapan muhendisler tarafindan yapilmis, zaten kopruyu gorunce bu tahmin edilebiliyor.







LX Factory 23.000 metrekare buyuklugundeki eski bir kumas fabrikasinin sanat ve eglence merkezine donusturulmus hali. Icerisinde bir cok cafe, bar, konsept magazalari, cesitli dukkanlar, sanat galerileri vs. var. Duvarlari sokak sanatlariyla dolu, ozgun bir mekan. Kesinlikle gorulmeli.













LX Factory'de kendinizi kaptirmis gezerken mutlaka ugramanizi tavsiye edecegim tavana kadar kitaplarla dolu bir kitapci var: Ler Devagar. 






Yol yorgunluguna butun gun yuruyerek dolasmanin yorgunlugu da eklenince dinlenmek icin otele donuyoruz.


Comments

  1. Sanırım ben hayatımda böyle bir kitapçı görmedim , ne kadar farklı .. tek düşündüren şey ise en üst taraftaki kitapları nasıl almaları merdiven seçeceğini kullandı ama karşısı boşluk değil mi ben mi yanlış görüyorum .
    Sizin bu gezmenize hayranım ben ;)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Merdivenlerden cikinca arada dar bir koridor var, fotograftaki kadinin durdugu yer. Orda yuksek merdivenler var ama yine de gorevlilerden istemek daha iyi bence :)) Sagligimiz, zamanimiz, imkanimiz el verdigince gezmek guzel oluyor.. Sana da simdiden Almanya ziyaretinde iyi eglenceler :)

      Delete
  2. yine mi guzelsiniz yine mi cicek... kitapci icin suraya bir kalp ciziyorum :)

    Yagmur

    ReplyDelete
    Replies
    1. Cok tesekkur ederiz :)) Kitapci eskiden tekstil atolyesiymis, icerisinde hala makineler vs duruyor, farkli, guzel bir yer olmus.

      Delete
  3. Ne güzel fotoğraflar böyle. Ben bu sene Porto'ya gittim. Kıyı şehri olması bakımından ikiside birbirine benziyor. Sevgiler. Bu arada blogunuzu çok sevdim. Takipteyim.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Cok tesekkurler :)

      Vaktimiz olsaydi Porta'ya da gidilebilirdi aslinda ama bir dahaki sefere kaldi artik. Porto yazilarini okuyacagim hemen, diger yazilari da firsat buldukca, blogunun karsima cikmasina sevindim :)

      Sevgiler..

      Delete

Post a Comment